10 Mayıs 2008 Cumartesi

YİNE SENSİZ ANNELER GÜNÜ...

  • Canım annecim yine sensiz bi yıl daha...Aslında anneler gününü bukadar önemsıcegımı bılmıyordum cünkı sen zaten hep benımm yanımdaydın bana hergun anneler gunuydu ama şimdi senın yoklugunda anneler gununun ne oldugunu çok daha ıyı anlıyorum canım annecim ne dıcegımı bılemıyorum...sen benım için çok özelsin senin gibi bir anne daha yeryüzüne gelırmı bilmiyorum..SENİ ÇOK SEVİYORUM ANNE.. .Biliyorum içimdeki duyguları bu sefer anlatamıyorum annecim içim çok buruk yarın senin yanına geldigimde dinle beni ANNE...


İÇİMDE KAVRULAN BU ACI VARYA,
TUTUŞUR TUTUŞUR BE ANNE
ON YIL GECSEDE
ARADAN YILLAR
ACIM HALA TAZE TAZE BE ANNE
TOPRAK SOĞUTUR YAKMAZMIŞ DERLER
İÇİM SANKİ PETROL YANAR BE ANNE

CANIM ANNECİM SENİ ÇOK SEVİYORUM
ANNELER GÜNÜN KUTLU OLSUN
BENİM MELEK ANNEM

15 Nisan 2008 Salı

İSİMSİZ GÜZELDEN....


UZATIRSAN ELINI TUTARSIN BENI YUKSEKLER BANA GÖRE DEGIL BENIM ISTEDIGIM BIR AVUÇ SEVGI SÖZLERDIR INSANI ELE VEREN GÖZLERDIR SEVGILERI BESLEYEN YASLARDIR UZUNTUYU ANLATAN GERCEK BIR SEVGI VER BANA YARADAN SEVERKEN BIRBIRIMIZI YASARKEN DESTEGIMIZI AGLARKEN GULDUGUMUZU UNUTMAYALIM YARADAN SEVGIMIZI KALBIMIZE KILITLEYIP KIMSENIN GIRMESINE IZIN VERMIYELIM BIZ BIZE BIRBIRIMIZE
YETERIZ BENIM ISTEDIGIM BIR AVUÇ SEVGI
BİR AVUÇ.......

17 Mart 2008 Pazartesi

BİR AŞK HİKAYESİ


DÜĞÜN RESİMLERİ

BİLİRSİNİZ ESKİDEN BÜYÜKLERİMİZ DÜĞÜNDEN ÖNCE NİKAH KIYDIRIRLARMIŞ BUDA ANNEMLE BABAMIN NİKAH RESİMLERİ






ANNEMLE BABAMIN NİŞAN RESİMLERİ

8 Mart 2008 Cumartesi

ÇOK KOLAY PİZZA

  • Malzemeler: 3 adet hazır fırından alınmış ekmek hamuru , salam,sucuk,domates,kaşar peyniri,zeytin.Tepsiyi yağlayıp hamuru iyice tepsinin içine yayıyorsunuz ve üzerine malzemeleri koyup fırında pişiriyorsunuz...

HERKESİN KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN..




2 Mart 2008 Pazar

BİTANEM BENİMM


Canım annem.seni çok seviyorum ve çok ama çok özledim.seni defnettikten sonra işte seninde bildigin gibi 7 gün tebareken okundu anne biliyomusun tebarekeni senin karaoğlun okudu ona nasipmiş.1,5 yıl kaldıgımız herkesten uzak ve kımsenın gelmediği eve pardon annecim yanlış soledım evımız yazlıktı ya yazın herkesın denıze gırmek için ve tatıl yapmak için gelıp kışın hatırlamadıkları evimiz doldu taştı anne bırı bahçede bırı mutfakta bırı senınle en buyuk zevkımız olan terasta ordan oraya anlam vermedım yanı sokunu atlamadıgım 7 gündü anne.sonra nemı oldu anne bılıyosun senınle dugun salonumuzu tuttuk gelinliğimin modelını begendık ve sıperıs verdık esyalarımızı aldık sen ceyızlerımı yerleştırdın ama ne anlamı varkı anne bunların sen olmadıktan sonra....annecım ben o istanbuldan tuttugumuz eve hiç gıtmedım yanı gıtmek ıstemedım senın 40 ın cıkasayakadar senınle yasadıgım evde kaldım kuzenler geldı benı yanlız bırakmamya calıştılar ama bıryandanda evlenmemı soledıler.annecım senden cok ozur dılıyorum senın daha 52 çıkmadan ben evlendım nıyemı çunkı buyuk abım sen evde yanlız kalamzsın istanbula gelıceksın dedı kucuk abım her dakıka benı arar bende kalıcaksın suraya gıtme buraya gıtme ben senın acınla kımseyı kaldırcak durumda degıldım anne.sonra dusundum bole bı oraya bı buraya gıdıcegıme kıyalım nıkahı oturalım dedım gercı sen bunun bole olmasına daha cok sevınmısındır.Muhammedde orda burda kalmamı ıstemedı delırceksende kafayı yıceksende benım gozumun onunde ol dedı.bızde anne 14 temmuzda nıkahımızı kıyalım dedık ve 16 temmuzda evlendık.evlendık ama nasıl evlendık.ben evde tek basımayım anne ve 2 gun sonra ben evlenıcem bu arada gelınlıkcı arar gelınlıgını almıcakmısın dıye aldım anne ama nasıl aldım ustume gıyemedımkı gıydıgım anda dayanamıyordum içim acıyodu anne teyzemler illa zorlana nıkahta gıyıceksın dedıler annen bu gelınlıgı gordu onu ustune takıcaksın dedıler aslında ben kımsenın gelmesını istemıyodum gıdıp ayıp imzayı cıkmak ıstıyodum neyse sadece senın için gıymeye karar verdım.anne eve tek basıma gıttım ve gelınlıgımı aldım mujgan ablaların orda gelınlıgımı gıydım ve mujgan abla ve bılal abı sacımı yapmak ıstedıler onada pekı dedım.bu arada beı emelde yanlız bırakmadı anne.kuaforden cıktık ve nıkaha gıttık 15 dakıka falan nıkah surdu bılıyosun zaten gellınlıkle senın ve babamın yanına geldım.benı gordunuz demı anne gelınlıkle neyse senın yanından cıktıktan sonra ıkımızın yasadıgı eve gıttık artık esımle ama okadar sacmaydıkı o bana bakar ben ona bu arada yanımızda emelde vardı.evde ole oturduk yan komsu bıze çay ve kurabıye getırdı onları yedık ve evde sıkıldık ama ben gelınlıgımı cıkarmadım emel,ben ve esım emellerın yazlıga gıttık gece saat 1 gıbı eve geldık.ama bız yıne ne yapıcagımızı bılmıyoduk burdamı kalalım istanbula evımızemı gıdelım ama anne ben senı burda yanlız bırakamazdım zaten esımınde istanbuldakı işi bıtmıstı anne 2 ay senın evınde kaldık,kaldık ama nasıl istanbuldan benım eşyalarım geldı ev bılıyosun 2 oda 1 salondu evde zaten bı yatak odası takımı bı benım odam salon takımı vardı bıde komple benım eşyalarım geldı evde adım atıcak yer kalmadı bız 2 ay sadece salonu kullanabıldık ordayken ben hamıle kaldım anne hamıleyken ordan tasındık ve kendı evımızı kurduk ceyızlerımı yerleştırıken ben hamıleydım anne neyse yerleştık ve anne ben 2.5 aylıkken bebegımı kaybettım kaybettım ama ölümden döndüm anne ve onun hala acısını cekıyorum suan cocugumuz olmuyo anne.rahatsızlıgımdan dolayı amelıyat olmam gerekıyomus dur bakalım olucam galıba.neyse anne sımdılık bu kadar fazla ayrıntılara gırmedım anne senıde uzmek ıstemıyorum yoksa anlatmaya kalksam senı kaybettıkten sonra yasadıklarımı dayanamzsın be anne.senın bıtanen yanı bana dedıgın gıbı kuzun ıyı olmaya calışıyo annecım.ne yapayım be anne senden baska dertleşcek kımım var benım....

27 Şubat 2008 Çarşamba

CANIMIN İÇİ


Canımın içi ANNEM...Bir anda ellerimden kuş gibi uçup gittin annecim ve ben sana hiç bişey yapamadım.Hani sen derdin ya vay gidene insan ölmeye görsün işte bak anında bütün yapılması gerekenler yapılır ve o mezara koyulur derdin..Evet anne dediğin oldu 27.05.2006 yılı akşam saat 24:00 de balkonda senle oturup sohbet ettik ve benim çok uykum geldi yattım çünki ogün çok yorulmustuk ogün benim çeyizlerimi yerleştirmiştik.Ve sabah evimize dogru yola çıkıcaktık yol uzundu nede olsa istanbul dan izmire gelicektik.Ve sen ben yattıktan sonra geldin bana hadi kalk bakalım bu gece son gecemiz uyuma dedin ben anlam veremedim sadece sabah yola çıkıcağımız için dediğini düşündüm ve kalktım.Arkadan uyuyan abim ve yengem kalktı saat oldu gece 01:00 balkonda oturduk ve kahvemizi içerken dışarı doğru bakıp kızım benim bu hayatta kaderim hiç yokmuş senin hiç yokmuş dedin evet o anda artık senin içine doğan son sözlerdi ama ben nerden bilebilirdimki.Bana çok acıktığını söyledin ve ben sana bişeyler hazırlamaya kalktım arkamı dönüp sana senin istediğin bişey varmı diye sorucaktımki sen yere düşmek üzereydin ve son sözün ÇOCUKLAR oldu.Abim biraz alkollü olamsından dolayı olayı fark edemedi sadece senin bayıldığını düşündü ve yengem senle ilgilenirken ben kendimi sokağa attım ambulans bulmak veya bi sedye ne bileyim doktor şaşkın bi şekilde bi oraya bir buraya koşturdum.Sokakta 3 tane polikinlik var hepsinin kapılarını tekmelercesine çaldım bütün kapılar yüzüme kapandı bizim yapıcağımız bişey hastaneyi arayın dediler.Dişarıda aranırken bi tene ambulans buldum ama kimse yoktu 112 yi aradım onlarda ambulansa ulaştı meğerki yandaki blokta uyuyorlarmış.Evde sana ilk müdaleyi yaptılar hemen hastaneye yetiştirmemiz gerektiğini sölediler.O 1 saat süren hastane yolunu 10 dakikada bitirdik.Hastanede baktıla onu yaptılar bunu yaptılar ama kimse biey sölemedi sabah saat 05:00 oldu ve kahretsinki senin beyin kanaması geçirdiğini ve omuriliğine kadar indiğini söylediler.Hemen yoğun bakıma cihazlara bağladılar seni uyuttular ve biz sadece bekledik çünki yapaıcak elden gelen hiç bişey yoktu izmirden teyzemler,dayımlar,abimler,halamlar yani herkes İstanbula geldi ertesi gün oldu hastanenin bahçesinde bir oraya bir buraya bi yoğun bakım kapısında ordan oraya savrulduk.Ve o hiç hatırlamak istemediğim gün geldi 29.05.2006 saat 15:00 seni filme götürmeleri gerektiğini söylediler ama çok riskli olucağını bütün asansör kapılarını tutmamızı her katta birinin olması gerektiğini hepipmiz korkuyla beklerken seni yoğun bakım kapısından çıkardılar bebekler gibi uyuyordun annecim ama aradan 5 dakika geçmeden bir paldır küldür sesler bir andan doktorların koşuşturması seni hemen tekrar yoğum bakım odasına almaya çalışmaları asansörden seni çıkarttılar annecim yüzünde morarmalar vardı ve kapı aralıktı gördüm sana kalp masajı yapıyolardı anne sen gidiyodun anneeee.....Doktorlar birazdan açıklama yapıcaklarını vefatın gerçekleşmediğini söyledier ve ben kendimi hastanenin bahçesine attım çünki duyak istemiyordum anne.Aradan 10 dakika geçti ve senin yanına çıkmak için merdivenleri kullandım çünki asansör dar geliyodu merdivenlerde doktorunu gördüm ve sordum hani açıklama yapıcaktınız ne oldu diye sorunca bana yapıldı duymadınızmı dedi o anda arkamda yengem.kuzenim doktora işaretle benim bilmediğimi söylemişler ve doktor yanmdan bir anda kayboldu.Biraz daha merdiven çıktıgımda nişanlımı ağlarken gördüm ve sordum niye ağlıyosun hiç sinirlerim bozuldu dedi.En sonunda senin olduğun kata çıkınca öğrendimki sen beni terk etmişin anne.Seni morga götürmek üzere çıkardılar senin üstünde bir kağıt ve EX yazıyodu anne sen bebekler gibiydin okadar güzeldinki melekler bile seni kıskanmıştır anne..Sonra nemi oldu senin dediğin oldu anne VAY GİDENE seni aldık izmire getirdik 1 gün içinde defnedildin....AANECİM SENİ ÇOK SEVİYORUM ÇOK ÖZLÜYORUM İÇİM ACIYO ANNE YOKLUĞUN İÇİMİ ACITIYO...şimdi ben evliğim anne sensizzzzz....

KADER KAHBE KADERRRRRR



Aslında bişeyler yazmak istiyorum ama ne yazıcağıma karar veremiyorum.Belkıde biliyorum ama yazmaya cesaret edemiyorum.Aslında cesaret ediyorum ama anlatıcaklarım beni bunalttığı yetmezmiş gibi bide sizi bunalıma sokmayım diyorum.Of nekadar karasızım demi...Aslında kişiliği oturmuş biriyim yada biriydim taki kişiliğimi oturtuğum tabureyi altımdan tereyağdan kıl çeker gibi çektikleri ana kadar.....

8 Şubat 2008 Cuma

KAPIYI ARALARKEN

Sanıldığının aksine,evliliğin gidişatını eşlerin ne kadar sıklıkta ve uzunlukta tatıştıkları değil,nasıl tartıştıkları belirliyor...

KAPININ ARDINDA

Eşinizi önemsizleştirdiğiniz ölçüde,sizde kaybedersiniz.Eşinize verdiğiniz değer,eşinize kazandırdığınız değerdir. (İDEAL ERKEK),(İDEAL KADIN) ' ı(İDEAL KADIN)' da (İDEAL ERKEĞİ) inşa eder.
MUTLULUĞUN ÇIĞLIĞI YOKTUR............Kerem kendi suretini görmeden sen artık Aslı'na bürün demişler,Ferhat doğduğu gün isim vermeden bu çocuk ne kadar şirin demişler..
SAHNE1: Yeni evli çift evlerinin kapısını aralamak üzeredir.Damat ve gelin yeni evlerinin kapısının önünde bir türlü peşlerini bırakmayan uzun araba konvoyunu savuşturmak için beklemeye başlarlar.Mahalleye yeni gelin ve damadın geldiğini,o gün bütün mahalleli tarafından öğrenilir.Ömrünün ikinci ayındaki Berra bebek de farkına varır olayın,ikindi uykusundan keskin bir korna sesiyle uyandırılır.Kamera bebeğin gözlerinin içine zoomlanır;sevincinden ağlayan bebeğin mahmur gözlerinden masum yüzüne süzülen iri gözyaşları resmedilir.Dışarıda ise gelin ve damat el sallamakta ve gülücükler dağıtmaktadır.Bu arada,gelinliğin uzun beyaz eteklerinden itibaren başlayan kirlenmeler gözden kaçırılır.Damat bey uzunca bir süredir giydiği damatlığının sıkı sıkı bağlanmış papyonunu seyircilere çaktırmadan gevşetir.Bu sahnede,kameranın özellikle yüz detayı almaması tembihlenir,zira gelin hanımın düğüne özel makyajı kıyıdan köşeden dökülmeye başlamıştır,damat ise uzunca bir süredir ayaklarına inen kara suların doğurduğu sancıyı gizlemeye çalışırken yüz hatları gerilmiştir.

30 Ocak 2008 Çarşamba

SAHNE 2: Damat bey nihayet elindeki anahtarla kapıyı açmaya yeltenir.Kamera ellere odaklanır.Dışarıdaki gürültüler yerini yavaş yavaş sessizliğe bırakmaktadır ama henüz tam bir sükunet hakim olmamıştır ortalığa...
SAHNE 3: Yeni yuvanın kapısı hafifçe aralanır.İçeriden yeni mobilyalaa ait taze vernik kokusu yayılır.Gelin ve damat gün boyunca ilk kez göz göze gelirler.Binlerce gözün yüzlerindeki izlerini bir an önce silmeye çalışır gibidirler.Gelinin dudaklarındaki kan kırmızı ruj gevşemek üzeredir.Özel olarak yapılmış "gelin başı"dağılmaya yüz tutmuştur.İkisi de yorgun ve bitkindir.Bir an birer yabancı gibi bakarlar birbirlerine.Burunlarına vuran vernik kokusuyla ikisinin de aklı uzaklara kayıp gider.
SAHNE 4: Ailelerini uzun uğraşlardan sonra ikna ettikleri günün ertesinde çıktıkları güzel yolculuğun ana temesıdır vernin kokusu.Hep birlikte,mobilyalar konusunda hayati kararlar verilir.Ankara mı,inegölmü?klasik mi,modern mi?istikbal mi?kelebek mi?uzun süren tartışmalar bir kaç hafta sonunu alan büyük mobilya mağazalarının her katını gezmeler....Oturma grubu,yatak odası takımı,taksitlerin planlanması.....Yeni tutulan evin odaları için ölçüler alınması...Mobilyacıların tok sesli vaatleri....Anneler ve babaların çocukları için en güzelini yapma telaşı ve içlerinde duydukları mutluluk,yakın plan çekimlerde seyirciye hisstettirilir.Mobilyaların kaplamasını inceden inceye yoklayan bir anne fragmanı,çek defterini tatlı bir telaşla karıştıranbab fragmanı araya yerleştirilir.Tüm bu olanları kesin bie vernik kokusuyla hatırlar gelin ve damat.Perdelerin dikilip hazırlanması,gelinliğin beğenilmesi damatlığın seçilmesi gibi küçük detaylar ise son haftaya bırakılır.Mobilyaların yetişmesinin üzerine,düğün salonunun boş olduğu hafta sonunun gözetilmesi,gelinlik satılan mağazalarda yeni akrabalar arasındaki küçük tartışmalar ve damatlığın modeline karar verilirken yaşanan küçük pürüzler gibi sorunlarla kaybedilen günler toplanınca,gelin ve damadın iki kesin vernik kokusu arasında,yaklaşık bie mevsim süren tatlı bekleyişi özellikle mevsim değişikliğini haber veren çevre detaylarıyla seyirciye anlatılır...
SAHNE5: Birbirlerini seven ve ebediyen sevmeye niyetli iki genç insanın yeni yuvalarındaki ilk akşamları,her detayı düşünülmüş,büyük bir zevkle ve ihtişamla döşenmiş yatak odasının kapısına kadar resmedilmelidir.Nihayet mahalledeki gürültü tam anlamıyla sessizlenmiş,kalabalık dağılmıştır.Gelin hanımın gelinlikle şehrin mühim yerlerini gezdirilmesi işlemi sırasında yaşadıkları,ona ancak şimdi hissedebildiği bir yorgunluğa mal olmuştur.Damat beyin takı töreni için uzun süre ayakta beklemesinden hem önce hem sonra katlanmak zorunda kaldığı,dörtlüleri yanar halde şehrin ana caddelerini gezen uzun araba konvoylarından yükselen korna seslerinin uğultusu ve trafik gürültüsü ne zamandır unuttuğu baş ağrısını tetiklemiştir.Hafif bir mide bulantısı da hissetmektedir...
SAHNE 6:
Halsiz düştüklri odanın karşı köşelerine sızıp kalan gelin ve damadın görüntüleri yavaşça flulaşır.ekran yavaş yavaş kararırken,düğün salonunda yaklaşık bir buçuk saat çatal,kaşık sesleri ve mırıldanmalar arasında kendisini dinletmeye çalışan hoca efendinin söylediği hadis_i şerif,ekrana sihay zemin üzerinde bayaz karakterlerle yazılır..."kolaylaştırırınız,zorlaştırmaayınız!"